JAPONYA - GÜNEY KORE TURU
- 4.499,00 EUR
- Konaklama 9 Gece Oda & Kahvaltı Hotel Konaklama İmkanı
- Gezilecek Yerler Seul- Osaka- Kyoto- Tokyo
- Telefon 0232 364 64 02
Fiyat Hesaplayın / Rezervasyon
JAPONYA - GÜNEY KORE TURU Hakkında Genel Bilgiler
Seul - Osaka - Kyoto - Tokyo
Seul N Tower, Gyeongbok Sarayı, Osaka Kalesi, Kinkaku-ji Tapınağı
Himeji Kalesi, Koko-en Bahçesi, Miyajima Adası, Itsukushima Tapınağı
Barış Parkı Müzesi, Fuji Dağı, Owakudani Volkan Krateri, Ginza
Hiroshima Farkı ve Himeji Kalesi Farkı İle!
Hızlı ve Konforlu Tren Yolculuğu Dahil!
Ekstra Tur Yok!
Sakura Zamanı Japonya Bir Başkadır.
Türk Havayolları Kalitesi İle Keyifli Bir Yolculuk Sizi Bekliyor.
10 Gece 10 Gün
Tur Programı
Siz değerli misafirlerimiz ile Adnan Menderes Havalimanı’nda saat 10:30’da buluşuyor ve THY ile önce saat 12:00 uçağına binip İstanbul’a, oradan da saat 15:50 aktarmamız ile Güney Kore’nin başkenti Seul’a varmak üzere uçuşumuza başlıyoruz. Yaklaşık 10 saat sürecek uçuşumuzun ardından, yerel saat ile sabah saatlerinde Seul Incheon Havalimanı’na varıyoruz. Gümrük ve valiz işlemlerimizin ardından, bizleri karşılayacak yerel rehberimiz ve otobüsümüz ile buluşuyoruz. Ardından, Güney Kore’nin tarihi efsanelerine konu olmuş Han Nehri’ni, şarkısı ile akıllara kazınan lüks Gangnam Yerleşim Bölgesi'ni ve Türkiye’nin 2002 Dünya Kupası’nda 3.’lük ünvanını kazandığı futbol stadyumunu görerek Seul şehir merkezine kadar 45 dakikalık kısa bir yolculuk gerçekleştiriyoruz. İlk ziyaret noktamız Seul’ün en yüksek noktası olan, 1969 yılında televizyon sinyal kulesi olarak inşa edilmiş ve 216 metre yüksekliğinde, kenti kuşbakışı görmemize imkân tanıyan bir seyir katına sahip olan Seul N Tower olacak. Buradan Seul kentini 360 derecelik bir açı ile seyredip, yeni evlenen gençlerin aşklarını ölümsüzleştirmek maksadıyla rengarenk asma kilitlerle doldurdukları seyir teraslarını da ziyaret ederek ayrılıyoruz. Rotamızı muhteşem ve yemyeşil bir doğanın cömertçe kutsadığı Namsan Dağı’nın eteklerinde bir tema köy olarak 2012 yılında inşa edilen Namsan Hanok Köyü’ne çeviriyoruz. Seul’ü ziyaret eden turistlerin Güney Kore tarihi hakkında daha kapsamlı bilgi sahibi olmaları amacıyla inşa edilen bu tema köyde, yerel halkın 18-19. yüzyıl gelenek ve görenekleri hakkında birçok bilgi edineceğiz. Ziyaretimizin ardından yeniden aracımız ile buluşarak, modern ve yüksek gökdelenleri, hareketli ve rengarenk sokakları izleyerek otelimize ulaşıyoruz. Odalarımıza yerleşip kısa bir istirahat gerçekleştirdikten sonra, rehberimizin belirleyeceği saatte otelimizden ayrılıyoruz. Hem Seul’ün neon ışıkları ile meşhur rengarenk gecesini görüyor hem de bizim için ayarlanmış yerel restoranımıza giderek Kore Barbeküsü’nün, Kobe – Wagyu gibi dünyaca meşhur etlerin tadına bakacağımız akşam yemeğimizi alıyoruz.
Otelimizde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından Seul şehir turumuza başlıyoruz. Köklü bir tarihe sahip olan Kore’nin Joseon Hanedanlığı Dönemi’nden bu yana 1400 yıllık başkenti konumundaki Seul, bugün modern Güney Kore’nin de ticari ve siyasi yönetim merkezidir. Bu sebeple, Kore tarihinde inşa edilmiş en önemli yapılara ev sahipliği yapıyor. Turumuza 14. yüzyılda inşa edilen, bugün Seul’deki 4 büyük saraydan en büyüğü ve en eskisi ünvanlarına sahip olan Gyeongbok Sarayı ve içinde yer alan Güney Kore Arkeoloji, Tarih ve Sanat Müzesi ile devam ediyoruz. Saray gezimiz esnasında sade ve basit mimari unsurların, güzel bir işçilik ve kaliteli peyzaj ile nasıl bir şahesere dönüştüğüne tanıklık edeceğiz. Saray ve müze ziyaretlerimizin ardından Seul’deki tüm resmi törenlere ev sahipliği yapan, Kore alfabesinin mucidi Kral Sejong ile Japon istilasını bertaraf eden kutsal General Yi Sun’un heykellerini göreceğimiz Gwanghwamun Meydanı ile devam ediyoruz. Yürüyerek geçeceğimiz meydanın sonunda bizleri bekleyen restoranımıza yerleşerek, Kore mutfağının benzersiz lezzetlerini tadabileceğimiz öğle yemeğimizi açık büfe olarak alıyoruz. Yemeğimizin ardından otobüsümüz ile bugünkü şehir parlamentosunu ve devlet başkanının ikamet ettiği Blue House’u (Mavi Ev) panoramik olarak görerek Seul’ün kalbi konumundaki kalabalık alışveriş caddesi Myeongdong’a gidiyoruz. Burada rehberinizin bilgilendirmeleri ile dünyaca ünlü kozmetik markalarının indirimli mağazalarını dolaşabilir, Lotte Binası’nın 58. katından insanların karınca gibi gözüktüğü yükseklikte kahvelerinizi yudumlayabilir ya da 1240 lokal ve ekonomik dükkanın bulunduğu dünyanın en büyük yer altı pasajını ziyaret edebilirsiniz. Serbest zamanımızın sonunda yeniden aracımız ile buluşarak yakın mesafede yer alan ve bir diğer önemli sokak sanatları merkezi olarak kabul edilen Insadong Caddesi’ni gezmek üzere turumuza devam ediyoruz. Kore el sanatlarının yetenekli ellerde hayat bulduğu, sanat galerilerinin varlığı ile entelektüel kesimin uğrak yerlerinden biri olan Insadong Caddesi gezimizin ardından otelimize dönüyor ve istirahat ediyoruz.
Otelimizde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından erken saatte otelden ayrılarak 08:30 uçağı ile Japonya yolculuğuna başlıyoruz. 2 saat sürecek olan uçuşumuzun ardından Japonya’nın ticaret merkezi kabul edilen Osaka şehrinin Kansai Havalimanı’na ulaşıyoruz. Bizleri bekleyen yerel rehberimiz ve otobüsümüz ile buluşuyor ve Osaka Körfezi boyunca 45 dakikalık yolculuk yaparak şehir merkezine ulaşıyoruz. Turumuza başlamadan önce geleneksel tatami tarzında yerde oturarak hasır sofralar üzerinde bizlere ikram edilen deniz lezzetlerinden oluşan öğle yemeğimizi almak üzere yöresel bir restorana misafir oluyoruz. Burada hem yemeğimizi yiyor hem de Japon Yemek Kültürü hakkında tecrübe sahibi oluyoruz. Ardından 3.000 Japon kiraz ağacının aynı anda açtığı ve tüm gökyüzünü pembe bir renge bürüdüğü bahçeleri gezmek ve fotoğraflamak üzere Osaka Kalesi’nin yolunu tutuyoruz. Japonya’nın kiraz ağacı çiçeklenme döneminin en iyi seyredilen 3 yerinden biri olan Osaka Kalesi’nde kendimizi adeta bir film setinin içinde hissedeceğiz. Kale ziyaretimizin ardından otobüsümüz ile ayrılarak Osaka’nın kalbine, Dotonbori Bölgesi’ne gidiyoruz. Osaka şehri, Japonya’nın ticari olduğu kadar lezzet başkenti olarak da kabul ediliyor. Dotonbori Bölgesi’nde dünyaca ünlü Japon restoranlarının dar sokakları arasında yürüyerek Japon kültürünü tanımaya başlıyoruz. Japonların dini inancı olan Şintoizm ile ilgili birçok küçük tapınağını da göreceğimiz yürüyüşümüz sonrasında Shinsaibashi Kapalı Çarşısı’nda serbest zaman alıyoruz ve rehberimizin bilgilendirmeleri ile Japonya’ya özgü yöresel alışverişimizi gerçekleştiriyoruz. Serbest zaman sonrasında aracımız ile yeniden buluşarak Osaka İstasyonu’na yakın konumda yer alan otelimize gidiyoruz. Kısa bir istirahat sonrasında dileyen misafirlerimiz, yeniden rehberimiz ile otelimizden ayrılarak bölgedeki yemek seçeneklerini değerlendirebilirler.
Otelimizde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından, erken saatte otobüsümüz ve valizlerimiz ile otelden ayrılarak Japonya’nın bin yıllık başkenti unvanına sahip ve iki gece konaklayacağımız Kyoto kentinin yolunu tutuyoruz. 1 saat sürecek yolculuğumuzun ardından ilk durağımız, Bamboo Grove adıyla dünyaca meşhur Bambu Ormanları'nı göreceğimiz Arashiyama Bölgesi olacak. Yine Japon Kiraz Ağaçları’nın yolları süslediği sokaklarında yürüyerek, bölgenin en büyük bambu ormanlarından birinin içine giriyor ve 12-18 metre uzunluğunda göğü kapatan bambu çubuklarının arasında yürüyüş yaparak fotoğraflarımızı çekiyoruz. Ardından, aracımız ile yolculuğumuza devam ediyor ve Kyoto şehir merkezinde yer alan, Kyoto başkent olduğu süreçte ülkenin yönetim merkezi olarak kullanılan eski sarayı ve bahçesinde bulunan 1.200 Japon Kirazı’nın rengarenk görüntüsünü görmeye gidiyoruz. Saray ziyaretimiz sonrasında, Japon tarihinin zengin ailelerinden Ashikaga Shogun’u tarafından Kinkaku-ji Tapınağı’nın içine bir dinlence köşkü olarak inşa ettirilen, sarı renginden ötürü dünyaca “Altın Köşk” ya da “Altın Tapınak” olarak bilinen Golden Pavilion’u ziyaret ediyoruz. Bu yapıda hem imparatorluk mimarisini hem de samuray mimarisini bir arada görüp tanıyacağız. Gözümüze cennetten bir bahçe gibi görünecek olan park alanını da yürüdükten sonra, yeniden otobüsümüz ile ayrılarak, Japon Şintoizm Tarihi’nin en önemli tapınaklarından biri olarak kabul edilen ve inşa edildiği yıllarda Japonya’nın en büyük tapınağı ünvanını alan Fushimi Inari Tapınağı’nı ziyaret etmek üzere tüm Kyoto şehrini baştan sona geçiyoruz. Tapınağın inşa edildiği alan, Kyoto’nun en eski yerleşim bölgesi olduğu için çok renkli sokaklara ve sokak yemekleri kültürüne ev sahipliği yapıyor. Yürüyerek geçeceğimiz bu sokaklarda fotoğraf makinenizi elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. Tapınağa ulaştığımızda bir turist gibi değil, bir Şinto gibi tüm adetleri usulüne uygun bir şekilde yerine getirerek ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Rehberimiz, her bir ritüelin ne anlama geldiğini sizlerle paylaşarak bu ziyareti unutulmaz ve anlamlı kılacak. Ritüellerin ardından, tapınağın inşa edildiği tepenin etekleri boyunca uzanan ve binlerce “Tori” adı verilen kapıların art arda sıralanmasıyla oluşturduğu yoldan yürüyerek kutsal ziyaretimizi tamamlıyoruz. Otobüsümüz ile yeniden buluşarak, 2 gece konaklayacağımız merkezi konumda yer alan otelimize gidiyoruz.
Otelimizde alacağımız açık büfe sabah kahvaltısının ardından, Japonya’nın ilk başkenti ünvanına sahip olan, Budizm’in Japonya’daki yaşayan merkezi olarak en önemli tapınaklarının inşa edildiği Nara kentini gezmek üzere yola koyuluyoruz. Nara’ya, Kyoto İstasyonu’ndan gerçekleştireceğimiz 45 dakikalık tren yolculuğu ile ulaşıyoruz. Nara İstasyonu’nda bizleri Todai-ji Tapınağı’nın yer aldığı kutsal geyik parkına götürecek olan lokal otobüse biniyor ve 10 dakika içinde parka ulaşıyoruz. Parka adım attığımız anda etrafımızı, Şinto inancında tanrılardan mesaj getiren hayvan olarak kabul gördüğü için kutsal ilan edilen geyikler sarıyor. Yöre halkının sattığı kurabiyelerden satın alarak geyikleri ellerinizle besleyebilir, bu esnada rahatça fotoğraf çekebilirsiniz. Kısa bir yürüyüşün ardından, dünyanın en büyük Bronz Buddha Heykeli’ni içinde barındıran ve Japonya’nın en önemli Budizm tapınağı olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde üst sıralarda yer alan Todai-ji Tapınağı’nı ziyaret ediyoruz. Yaklaşık 2 saat sürecek olan ziyaretimizin ardından, kiraz ağaçlarının inanılmaz manzaraları eşliğinde fotoğraflarımızı çekerek yeniden Nara İstasyonu’na dönüyoruz ve Kyoto’ya tren ile geri dönüş yolculuğuna başlıyoruz. Kyoto’ya vardığımızda, Japon kültürünün en eski değerlerinden biri olan ve bugün yalnızca tek bir bölgede yaşamaya devam eden “Geisha” Kültürü’nü yakından görmek üzere Gion Bölgesi’ne gidiyor ve dileyen misafirlerimizle turistik bir gösteri olan Gion Corner şovuna katılıyoruz. Sonrasında, gece boyunca yapacağımız yürüyüş ile hem Kyoto’yu daha yakından tanıyacağız hem de tarihi dokusu ile Kyoto kentinin nasıl bozulmadan günümüze kadar ulaştığına tanık olacağız. Konaklama otelimizde.
Sabah kahvaltımızı otelimizde açık büfe olarak aldıktan sonra, yeniden Kyoto İstasyonu’na geçiyoruz ve saatte 350 km ortalama hızla seyredecek olan meşhur “Mermi Tren”e binerek Hiroshima yolculuğumuza başlıyoruz. Yolumuz üzerinde bir başka UNESCO Koruma Noktası olan Himeji Kenti yer aldığı için burada inerek Himeji Kalesi’ni gezmek üzere 2 saatlik bir mola veriyoruz. Kale, bembeyaz bir yapı olması ve şehrin en yüksek noktasında yer alması sebebiyle istasyondan dışarı adımımızı attığımız anda bizleri büyülemeyi başarıyor. Kiraz ağaçlarının pembe rengi ile kalenin beyaz renginin uyumu, burada çekeceğimiz her bir kare fotoğrafı eşsiz kılmaya yetiyor. Kale ziyaretimizin ardından, aynı alanda yer alan ve İmparatorluk Bahçesi olarak Japonya’nın en iyi peyzajlarından biri olarak gösterilen Koko-en Bahçesi de göreceğimiz yerler arasında yer alıyor. Ziyaretlerimizi tamamladığımızda yeniden istasyona dönüyor ve bir sonraki mermi tren ile Hiroshima yolculuğuna devam ediyoruz. Kente ulaştığımızda, istasyona 100 metre konumda yer alan otelimize yerleşiyor ve bir sonraki yoğun gün öncesinde istirahatimizi gerçekleştiriyoruz.
Sabah otelde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından, Hiroshima İstasyonu’ndan bineceğimiz tren ile Miyajimaguchi İstasyonu’na, oradan da feribot seferi ile Miyajima Adası’na ulaşıyoruz. 1945 atom bombası saldırısına kadar dini bir merkez olarak kullanılan ada, 1947 anayasası sonrası ülkenin en önemli turizm merkezlerinden birine dönüştürülmüştür. Ada genelinde yürüyerek yapacağımız yarım günlük turumuzda, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan ve Japonya’nın en iyi 3 manzarasından biri kabul edilen Itsukushima Tapınağı’nı ve tapınağın dünyaca ünlü sembolü haline gelen, denizin içinden yükselen 22 metre devasa Tori’sini (Anıt Kapı) göreceğiz. Gezimizin ardından adadan ayrılarak Hiroshima şehir merkezine dönecek ve 1945 yılında dünyanın ilk atom bombasının atıldığı alanı, bugünkü adıyla Barış Parkı’nı ziyaret edeceğiz. Park ziyaretimizde, atom bombası saldırısının sembolü haline gelen ve bombanın şiddetini bugün bile gözler önüne seren Kubbeli Sanayi Tanıtım Binası’nı, Barış Parkı Çanı'nı, Çocuk Barış Anıtı ve Sadako Sasaki Heykeli’ni, Atom Bombası Kurbanları Anıtı’nı ve Barış Alevi’ni ve son olarak tüm detaylarıyla Barış Parkı Müzesi’ni göreceğiz. Ardından yürüyerek Hiroshima şehir merkezini gezerek otelimize dönüyoruz.
Sabah çok erken saatte kahvaltımızın ardından otelden ayrılarak gezimiz boyunca kullanacağımız en hızlı tren ile Hakone yolculuğumuza başlıyoruz. Yaklaşık 800 km’lik mesafeyi 3 saatte alıyoruz ve Owakudani İstasyonu’na ulaştığımızda bizi bekleyen otobüsümüz ile buluşuyoruz. Japonya’nın kuruluş efsanesinde büyük bir mitolojik öneme sahip olan en yüksek dağ Fuji Dağı’nı görebileceğimiz Ashi Gölü’ne doğru 45 dakikalık bir yolculuk yapıyoruz. Ashi Gölü’ne vardığımızda önce kiraz ağaçlarının bizlere sunduğu o eşsiz manzaraları fotoğraflıyoruz, ardından korsan teknesi olarak dekore edilmiş yolcu gemilerine binerek Ashi Gölü boyunca yelken açıyoruz. Varacağımız istasyonda “Gökyüzü Gondolu” olarak adlandırdıkları teleferiklere binerek, bugün hâlâ aktif durumda olan Owakudani Volkan Krateri’ne çıkıyor ve çatlaklardan yeryüzüne çıkmaya devam eden lavların manzarasında Fuji Dağı’nı tam karşıdan seyrediyoruz. Burada alacağımız açık büfe öğle yemeğinin ardından yukarıda bizi bekleyen otobüsümüze biniyor ve Japonya’nın başkenti Tokyo’nun yolunu tutuyoruz. Konaklama, Tokyo’nun ve Dünya’nın en popüler alışveriş merkezlerinden biri olarak kabul edilen Ginza Bölgesi’ndeki otelimizde.
Sabah kahvaltımızı otelimizde açık büfe olarak aldıktan sonra, yerel rehberimiz bizleri otelimizde karşılıyor ve Tokyo turumuza başlıyoruz. İlk durağımız dünyanın en büyük Balık Pazarı’nı ve deniz mahsulü restoranlarını bünyesinde barındıran Tsukiji Bölgesi olacak. Daracık sokaklarda, envai çeşit çiğ ya da pişmiş balıkların satışının yapıldığı bu pazarda turun en renkli fotoğraflarını yakalayacak ve dilerseniz aperatif olarak sushilerin tadına bakabileceksiniz. Ardından otobüsümüz ile Tokyo’nun en önemli tapınağı olan Asakusa Kannon Tapınağı’nı gezmek ve nehir boyunca Japon Kiraz Ağaçları’nın çiçeklenmesinin kutlandığı festivale katılmak üzere Asakusa Bölgesi’ne devam ediyoruz. Burada festivalin tadını çıkarmak üzere oldukça uzun bir serbest zaman kullanıyoruz. Serbest zamanımız sonrasında rehberimiz ile yeniden buluşarak, Tokyo’nun en kalabalık ve en renkli bölgesi olan Shinjuku Bölgesi’ne geçiyoruz. Tokyo’nun modern ve renkli yüzünü görebileceğimiz dükkanlar ile en popüler eğlence merkezlerinin yer aldığı Shinjuku Bölgesi’ni de gördükten sonra, son olarak bugün Büyük Japon İmparatoru’nun evi olan, bulunduğu bölge ve büyüklüğü itibarıyla dünyanın en pahalı mülkü olarak kabul edilen Japonya İmparatorluk Sarayı’nı görmeye gidiyoruz. Sarayın dışında yapacağımız gezi ile İmparatorluk hakkında son bilgileri rehberimizden dinleyerek, halka açık olan tek yer olan küçük bahçesine girip yakından görüyoruz. Sonrasında otobüsümüz bizi otele bırakıyor ve rehberimiz eşliğinde otelimizin bulunduğu bölge olan Ginza’yı keşfetmek üzere turumuza devam ediyoruz. Dilediğiniz her türlü dükkanı bulabileceğiniz Ginza sokaklarında geç saate kadar gezdikten sonra, valizlerimizi toplamak ve bir gün sonraki uçuşumuza hazırlanmak üzere otelimize dönerek istirahate çekiliyoruz.
Son günümüzde kahvaltımızı açık büfe olarak aldıktan sonra saat 7:35’te Narita Uluslaralası Havalimanı’na ulaşıyoruz ve 10:35 yerel saati ile İstanbul’a gidiyor oradan 21:00’da İzmir yolculuğumuza başlıyoruz. İzmir varışımızın ardından bir başka Escantur organizasyonunda görüşmek üzere vedalaşıyoruz.
Japonya; T.C. Vatandaşlarına vizesizdir, Güney Kore; T.C. Vatandaşlarına (K-ETA) Online alınan bir giriş onayıdır. K-ETA için en geç bir ay önce başvuru yapılması tavsiye edilir.
Fiyata Dahil Olan Hizmetler
- Türk Hava Yolları Tarifeli Seferi ile İzmir-İstanbul-Seul / Tokyo-İstanbul-İzmir Gidiş & Dönüş Ekonomi Sınıfı Uçak Bileti
- 9 Gece Otelde Konaklama
- Otelde Alınan Sabah Kahvaltıları (9)
- Escan Tur Profesyonel Türkçe Rehberlik Hizmeti
- Havalimanı ve Şehir Vergileri
- Güney Kore K-ETA (Online Onay) Vizesi
- Zorunlu Seyahat Sigortası (Mesleki sorumluluk sigortasıdır)
- Programda Belirtilen Turlar
Fiyata Dahil Olmayan Hizmetler
- Öğle Yemekleri ve Akşam Yemekleri
- Otelde Yer Alan Mini Bar ve Ekstra Harcamalar
- Müze ve Ören Yeri Giriş Ücretleri
- Seyahat Güvence Paketi
- Yurt Dışı Çıkış Harç Pulu (500 TL)
Tur Hareket Detayları
- ADNAN MENDERES HAVALİMANI AJET (10:30)
01 Nisan
Fiyatlar
Tarih | Müsaitlik | İki Kişilik Odada Kişi Başı | Tek Kişi | Ek Yatak | 1. Çocuk | Taksitler |
01.04.2025 | Sorunuz | 4.499,00 € | 5.199,00 € | 4.499,00 € | 0 - 2 Yaş 200,00 € 3 - 11 Yaş 3.799,00 € | Taksitler » |