
Uçaklı Büyük
ORTA AVRUPA ve ALMANYA
ALMANYA – ÇEKYA – SLOVAKYA – MACARİSTAN – AVUSTURYA
TÜM ŞEHİR VE KÜLTÜR TURLARI FİYATA DAHİL !
İzmir’den Direkt-Aktarmasız Uçuş ile….
Almanya’nın En Gözde Kentlerinden BERLİN ve DRESDEN
Bohemiya’nın Avrupa’lı Zenginlerin Uğrak Yeri KARLOVY VARY
Çekya’nın Başkenti Altın Şehir PRAG
Tuna Nehri’nin Muhafızı ESTERGON ve Sanatçılar Köyü SZENTENDERE
Slovakya’nın Tarihini Barındıran BRATİSLAVA
Avrupa’nın Sanat ve Aristokrasi Kenti VİYANA
Avrupa’nın En Büyük Yeraltı Gölü SEEGROTTE
ORTA AVRUPA COĞRAFYASINDA DOLU DOLU 7 GÜN.
6 Gece 4* SEÇKİN OTELLERDE ODA KAHVALTI KONAKLAMA ile
6 Gece 7 gün
Gece yarısını geçtikten sonra saatler 02:00’yi gösterdiğinde, İzmir Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlar Terminalinde Sun Express Havayolları kontuarı önünde rehberimizle buluşuyor, bagaj ve gümrük işlemlerimizi tamamlayarak saat 04:25’te Sun Express Havayolları’na ait XQ 966 sefer sayılı aktarmasız uçuşumuzla Berlin’e doğru yola çıkıyoruz. Yerel saatle 06:30’da Berlin Brandenburg Havalimanı’na inişimizin ardından, bizi bekleyen özel aracımıza yerleşerek, Almanya’nın bu tarihi ve çok yönlü başkentinde ilk keşiflerimize başlıyoruz. Soğuk Savaş döneminin simgesi Utanç Duvarı, şehrin en bilinen kontrol noktalarından Check Point Charlie, etkileyici mimarisiyle dikkat çeken Berlin Katedrali (DOM), tarihi Gendarmenmarkt Meydanı, şehrin kalbi kabul edilen Unter den Linden Caddesi, ünlü Brandenburg Kapısı, Parlamento Binası (Reichstag) ve kentin en hareketli noktalarından Alexanderplatz Meydanı görülecek yerlerden sadece birkaçı… Rehberimizin anlatımlarıyla Berlin’i keşfettikten sonra, öğle yemeği ve kısa bir alışveriş molası vermek üzere şehir merkezinde serbest zamanımızı alıyoruz. Öğle molamızın ardından, Almanya’nın Barok ve Rokoko mimarisiyle dikkat çeken şehri, Elbe Nehri kıyısındaki tarihi incisi Dresden’e doğru hareket ediyoruz. Varışımızla birlikte, İkinci Dünya Savaşı’nda ağır bombardımanla yıkılıp, titizlikle restore edilmiş olan bu şehrin etkileyici güzelliklerine tanıklık ediyoruz. “Elbe’nin Floransa’sı” olarak anılan Dresden’de, “Avrupa’nın Balkonu” adıyla bilinen Brühl Terası, şehrin can damarı Elbe Nehri, Albertinum (Modern Sanat Müzesi), Güzel Sanatlar Akademisi, Hof Kilisesi, şehrin simgesi haline gelmiş Frauenkirche Kilisesi, Martin Luther Heykeli, Semper Operası, Zwinger Sarayı ve tarihi Eski Şehir Meydanı görülecek yerlerden bazıları olacaktır. Rehberimizin anlatımlarıyla şehri gezdikten sonra, Dresden merkezinde akşam yemeği ve alışveriş için serbest zaman alıyoruz. Günümüzü, Dresden’deki otelimize yerleşerek noktalıyoruz.
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Elbe kıyısındaki Dresden’e veda ediyor, yönümüzü bu kez Çekya’nın batısına, kaplıcaları, kristalleri ve tarihi konaklarıyla meşhur Karlovy Vary'ye çeviriyoruz. Geçmişte Avrupa sosyetesinin gözde dinlenme noktası olan bu zarif kent, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, sanat ve siyaset dünyasından önemli isimlerin ziyaretleriyle de tarih sahnesinde yer bulmuştur. Bizler içinse, Atatürk’ün tedavi amacıyla geldiği şehir olarak çok daha özel bir anlam taşır. Karlovy Vary’ye varışımızla birlikte ilk durağımız, Atatürk’ün konakladığı Rudolf’s Hotel oluyor. Ardından, kentin çiçeklerle çevrili yürüyüş yollarında yapacağımız keşiflerde, Grand Hotel Pupp gibi tarihi ve gösterişli otelleri, Çar Petro, Beethoven, Goethe gibi dünya tarihine yön vermiş isimlerin bir dönem yaşadığı konakları görme fırsatı buluyoruz. Yıl boyunca düzenlenen etkinliklerin en önemlisi olan Uluslararası Film Festivali’ne ev sahipliği yapan bu kentte, büyüleyici mimarinin ve doğal kaynakların iç içe geçtiği termal galerileri ziyaret ediyoruz. Dileyen misafirlerimiz, serbest zaman sırasında Çek kristali, Bohemya porseleni, kehribar ve granat taşlarıyla süslenmiş geleneksel ürünler sunan fabrika satış mağazalarında alışveriş yapabilir ya da bölgeye özgü lezzetlerin tadına bakabilir. Ardından, Karlovy Vary’den ayrılarak bu kez Çekya’nın başkenti Prag'a doğru yol alıyoruz. Masalsı sokakları, kuleleri ve taş köprüleriyle tanınan bu şehir, tarih boyunca Altın Şehir, Yüz Kuleli Kent ve Masal Şehir gibi unvanlarla anılmıştır. Akşam saatlerinde Prag’a varışımızla birlikte otelimize yerleşiyoruz. Arzu eden misafirlerimizle birlikte ekstra olarak düzenlenecek olan Vltava Nehri’nde yemekli ve limitli içkili tekne turu için otelden ayrılıyoruz. Tur boyunca Prag’ın geceleri ışıklarla süslenen tarihi köprülerini ve kıyı şeridindeki zarif binalarını izlerken açık büfeden lezzetli yemeklerimizi tadıyor, müzik eşliğinde keyifli bir atmosferde vakit geçiriyoruz. Dileyen konuklarımız, şehir merkezinde serbest zaman geçirerek rehberimizin belirleyeceği noktada buluşmak üzere kenti bireysel olarak keşfetmeyi tercih edebilirler. Gecenin sonunda otelimize dönüş ve konaklama Prag’daki otelimizde.
Prag’daki bu ilk sabahımızda otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, masalsı başkent Prag’ın tarih ve kültürle iç içe geçmiş sokaklarını keşfetmeye koyuluyoruz. İlk durağımız, şehrin kalbinde yer alan Wenceslas Meydanı. Ardından, Prag’ın zarif siluetine katkı sağlayan Devlet Opera Binası, Ulusal Müze ve Tarihi Tren Garı gibi yapılar eşliğinde panoramik bir şehir turuna başlıyoruz. Bu gezinin en büyüleyici duraklarından biri, Vltava Nehri’nin yukarısında konumlanan Vişegrad Tepesi. Şehrin kurulduğu noktalardan biri kabul edilen bu bölge, tarihi atmosferi ve nefes kesen manzarasıyla bizleri zamanda yolculuğa çıkarıyor. Aziz Peter ve Paul Bazilikası'nı ziyaret ettikten sonra, şehrin kurucu efsanelerine kulak vererek yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bir sonraki durağımız, Prag Kalesi kompleksi. Burada, geçmişin kralları ve imparatorlarının izinde Eski Kraliyet Sarayı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Prag Başpiskoposluğu gibi yapıları görüyor, ardından göz kamaştırıcı ihtişamıyla dikkat çeken St. Vitus Katedrali’ne ulaşıyoruz. Gotik mimarinin zirvesi kabul edilen bu yapı, sadece mimari değil, ruhani bir şaheser olarak da hafızalarda iz bırakıyor. Ardından, Simyacılar Sokağı'ndan geçerek St. George Bazilikası, Malá Strana (Küçük Mahalle) ve 30 Aziz Heykeliyle süslenmiş meşhur Charles Köprüsü'nü adımlıyoruz. Köprüden geçerek Eski Şehir Meydanı'na ulaşıyor, burada Johannes Kepler’in Evi, her saat başı 12 Havari'nin dans ettiği Astronomik Saat Kulesi, TYN Kilisesi, Jan Hus Anıtı ve St. Nicolas Kilisesi gibi görkemli yapıları rehberimizin anlatımlarıyla keşfediyoruz. Serbest zamanımızda, şehrin yerel çarşılarında dolaşabilir, Bohemya kristalleri, granat taşları ve bölgeye özgü hediyelik eşyalarla dolu dükkânlarda alışveriş yapabilir ya da yerel lezzetlerin tadına bakabilirsiniz. Turumuzun son kısmında, Yahudi Mahallesi olan Josefov bölgesinden geçiyor, Straka Akademisi, Stefaniküv, Manes ve Cechuv Köprüleri eşliğinde Vltava kıyısında yürüyüşümüzü tamamlıyoruz. Akşam saatlerinde otelimize dönüş yapıyor, arzu eden misafirlerimizle birlikte ekstra olarak düzenlenecek olan Yemekli, limitli içkili, canlı müzikli ve dans gösterili otantik Orta çağ Gecesi organizasyonuna katılıyoruz. Kentin tarihi atmosferinde düzenlenen bu özel programda şövalyelerin ve halk danslarının eşliğinde eğlenceli saatler geçiriyoruz. Katılmak istemeyen konuklarımız ise dilerlerse şehir merkezinde serbest zaman geçirebilir, dönüşte rehberimizin belirlediği saatte toplanarak birlikte otelimize dönebilirler.
Güne otelimizde alacağımız kahvaltıyla başlıyor, ardından Prag’ın masalsı sokaklarına veda ederek Macaristan’a doğru yola koyuluyoruz. İlk hedefimiz, Slovakya’nın başkenti Bratislava. Çekya sınırını geçip Orta Avrupa’nın yemyeşil doğası eşliğinde ilerlerken, Tuna Nehri’nin kıyısında kurulmuş bu zarif kente varıyoruz. Bratislava, küçük ama büyüleyici atmosferiyle misafirlerini etkileyen bir şehir. Aracımızdan iniyor, eski kent merkezinde yürüyerek gerçekleştireceğimiz turumuza başlıyoruz. 18. yüzyıl mimarisiyle inşa edilmiş Grassalkovich Sarayı, ülkenin bağımsızlık sembollerinden Slovak Parlamento Binası, Macar Krallığı'nın taç giyme törenlerinin yapıldığı St. Martin Katedrali, genç Mozart’ın ilk konserini verdiği tarihi yapı ve şehrin simgesi Bratislava Kalesi tur esnasında göreceğimiz başlıca duraklardan. Şehrin canlı sokaklarında kısa bir serbest zaman ve öğle yemeği molası verdikten sonra, Tuna kıyısında son bir yürüyüşle Bratislava’ya veda ediyoruz. Ardından yolculuğumuz Macaristan yönünde devam ediyor. Güzergâh boyunca Orta Avrupa’nın pastoral manzaraları eşliğinde keyifli saatler geçiriyor, akşamüstü saatlerinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye varıyoruz. Kent merkezine vardığımızda ilk durağımız Kahramanlar Meydanı oluyor. Macar tarihinin önemli figürlerinin heybetli heykelleriyle süslenmiş bu etkileyici meydanda rehberimizin anlatımı eşliğinde şehrin tarihine kısa bir yolculuk yapıyor, dileyen misafirlerimizle hatıra fotoğraflarımızı çekiyoruz. Sonrasında kentin en bilinen alışveriş ve yeme-içme noktalarından biri olan Váci Utca (Vasi Caddesi) üzerinde kısa bir yürüyüşe çıkıyor, restoranlar, kafeler ve hediyelik eşya dükkânlarıyla çevrili bu canlı cadde üzerinde serbest zaman veriyoruz. Arzu eden konuklarımız, rehberimiz eşliğinde düzenlenecek olan Tuna Nehri’nde 1 Saatlik Tekne Turuna (ekstra) katılarak Budapeşte’nin en göz kamaştırıcı yapılarını su üzerinden izleme ayrıcalığına sahip olabilirler. Tekne turuna katılan ve şehirde serbest zaman geçiren tüm misafirlerimizle buluştuktan sonra otelimize hareket ediyoruz. Geceleme Budapeşte’deki otelimizde.
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, bugünkü keşif yolculuğumuzda Tuna Nehri’nin kalbindeki tarihi güzergâha doğru hareket ediyoruz. Macaristan’ın hem doğa hem de tarih ile bütünleştiği en özel köşelerinden birine, Estergon’a varıyoruz. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1543 yılında fethine tanıklık eden Estergon Kalesi, Tuna’nın yüksek tepelerindeki heybetli duruşuyla karşımıza çıkıyor. Kale üzerinde yer alan ve Macaristan’ın en büyük dini yapısı olan Estergom Bazilikası ise mimarisi ve iç dekorasyonuyla etkileyici bir atmosfer sunuyor. Tuna Nehri’ni takip eden yolculuğumuz, doğudan gelen istilalara karşı bir savunma hattı olarak yükselmiş Vişegrad Kalesi manzarasıyla devam ediyor. Yüksek tepelerden akan tarih eşliğinde ilerlerken, adeta açık hava müzesini andıran rengârenk sanat galerileri ve dükkanlarıyla meşhur, ressamların ve heykeltıraşların gözdesi olan Szentendre kasabasına ulaşıyoruz. Burada yerel el işçiliğinin nadide örneklerini görebileceğiniz hediyelik eşya dükkânlarında alışveriş için serbest zaman veriyoruz. Szentendre’den ayrıldıktan sonra rotamızı bir kez daha Budapeşte’ye çeviriyoruz. Şehre dönüşümüzle birlikte bu defa kapsamlı bir Budapeşte şehir turu gerçekleştiriyoruz. Tuna Nehri’nin üzerinde yer alan tarihi köprüler, özellikle Zincirli Köprü, mimari ihtişamıyla dikkat çekerken; Kraliyet Sarayı, Opera Binası, Parlamento Binası, Milenyum Anıtı, Kahramanlar Meydanı gibi simgesel yapılar rehberimizin anlatımları eşliğinde gözlerimizin önüne seriliyor. Ardından, Tuna’nın kalbinde uzanan ve Macarların huzur noktası sayılan Margit Adası ve köprüsü üzerinden geçerek şehrin Buda yakasındaki tarihi kale bölgesine ulaşıyoruz. Burada yer alan Matthias Kilisesi ve Balıkçılar Burcu, geçmişten günümüze taşınmış Orta Avrupa zarafetini panoramik şehir manzaralarıyla birlikte sunuyor. Akşam saatlerinde otelimize geçmeden önce, dileyen misafirlerimizle birlikte ekstra olarak düzenlenecek olan, limitsiz şarap eşliğinde sunulan geleneksel Macar-Çigan Gecesi programı için otelden ayrılıyoruz. Müziğin, dansın ve lezzetli yemeklerin iç içe geçtiği bu kültürel deneyimin ardından otelimize geri dönüyoruz.
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Macaristan’a veda ediyor ve Avusturya'nın görkemli başkenti Viyana için yola çıkıyoruz. Rotalarımızı, Beethoven’ın 9. Senfonisi’ni bestelediği ve zarif sokaklarıyla ünlü Baden kasabası süslüyor. Tabiatı ve tarihiyle iç içe geçmiş bu şirin şehirde gerçekleştireceğimiz kısa yürüyüş turunun ardından, serbest zaman veriyoruz. Ardından Viyana Ormanları’nın büyülü dokusu eşliğinde, 12. yüzyıldan günümüze ulaşan Lichtenstein Şatosu’nu panoramik olarak görüyoruz. Masalsı köylerin arasından geçerek, Avrupa’nın en büyük yer altı gölü olan Seegrotte’ye ulaşıyoruz. Bu gizemli mağara, tarih boyunca farklı amaçlarla kullanılmış: 18. yüzyılda kireç taşı çıkarılan bir madenken, 1912’deki patlamayla kaderi değişmiş; II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası’nın yer altı uçak fabrikasına dönüştürülmüş, sonra ise tarihsel hafızayı yaşatmak üzere ziyarete açılmıştır. Günümüzde tekne ile gezilen yeraltı gölü hem etkileyici doğal yapısıyla hem de çarpıcı geçmişiyle unutulmaz bir deneyim sunuyor. Seegrotte’deki turumuzu tamamladıktan sonra, sanatın ve zarafetin başkenti Viyana’ya doğru son etabımıza başlıyoruz. Barok’tan Rokoko’ya, Gotik’ten Art Nouveau’ya kadar uzanan mimari mirası, zarif bulvarları ve tarihi meydanlarıyla adeta bir açık hava müzesi olan Viyana’da kısa bir oryantasyon turu yapıyor, ardından kent merkezinde alışveriş ve dinlenme için serbest zaman sunuyoruz. Günü tamamladıktan sonra otelimize geçiyor, odalarımıza yerleşiyoruz.
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından odalarımızı boşaltıyor ve valizlerimizi aracımıza yerleştirerek Avrupa'nın zarafet başkenti Viyana’yı keşfetmeye başlıyoruz. Turumuzda; Avusturya’nın sanat dehası Gustav Klimt’in hem öğrenci hem hoca olduğu Uygulamalı Sanatlar Akademisi, şehrin klasik müzikle özdeşleşen mekânlarından Kur Salon Konser Salonu, Atatürk’ün de bir dönem konakladığı efsanevi Bristol Hotel, Devlet Opera Binası, ihtişamlı Maria Theresia Meydanı, Sanat Tarihi ve Doğa Tarihi Müzeleri, Avusturya Parlamento Binası, Belediye Sarayı (Rathaus), Viyana Üniversitesi’nin görkemli yapıları ve elbette Hofburg Sarayı bizleri bekliyor. Görkemli Viyana bulvarlarında süzülerek gerçekleştirdiğimiz panoramik şehir turunun ardından, Viyana’nın en çok ziyaret edilen simgelerinden biri olan Schönbrunn Sarayı ve Bahçeleri’ne gidiyoruz. Habsburg Hanedanlığı’nın yazlık sarayı olarak kullanılan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu ihtişamlı yapı hakkında rehberimizden bilgi alıyor, sarayın bahçelerinde fotoğraf molası veriyoruz. Ardından, sıra dışı mimarisiyle şehrin çağdaş sanatla bağ kurduğu örneklerden biri olan, renkli cepheleri ve kıvrımlı hatlarıyla tanınan Hundertwasser Sanat Evleri’ni görüyor, ziyaretimizi tamamlıyoruz. Günün son bölümünde, alışverişin kalbinin attığı Mariahilferstrasse Caddesi’ne geçiyor, Avusturya’dan son hediyeliklerinizi alma ve öğle yemeğinizi değerlendirme için serbest zaman veriyoruz. Akşam saat 19:00’da buluşarak Viyana Havalimanı’na doğru hareket ediyoruz. Pasaport ve bagaj işlemlerimizi tamamladıktan sonra, SunExpress Hava Yolları’nın XQ 981 sefer sayılı tarifeli uçuşu ile saat 22:25’te Viyana’dan ayrılıyor, gece yarısını geçtikten sonra saat 01:40 itibarıyla İzmir’e varıyoruz. Yeni bir seyahatte buluşmak dileğiyle, vedalaşıyoruz…
Tarih | Müsaitlik | İki Kişilik Odada Kişi Başı | Tek Kişi | Ek Yatak | 1. Çocuk | 2. Çocuk | Taksitler |
07.10.2025 | Müsait | 1.049,00 € | 1.249,00 € | 1.049,00 € | 0 - 2 Yaş 199,00 € 3 - 12 Yaş 1.029,00 € | 0 - 2 Yaş 199,00 € 3 - 12 Yaş 1.029,00 € | Taksitler » |
SEZON BOYUNCA
İstanbul Havalimanı Dış Hatlar gidiş terminalinde, uçuştan üç saat önce buluşuyoruz. 3 GECE 4 GÜNSEZON BOYUNCA
Sunexpress Hava Yolları ile Direkt Uçuş 8 GECE 8 GÜNComo Gölü ve Lugano Gölü
Sunexpress Hava Yolları 6 GECE 7 GÜN