Akşam saat 21:30 Mavişehir Mavibahçe Avm önü, 21:40 Bostanlı iskele önü, 21:45 Karşıyaka ESCANTUR Acenta önü, 21:50 Girne Yunuslar Mavikule önü, 21:55 Girne Mevlana Camii otobüs durağı önü, 22:00 Girne MC Donald`s karşısı, 22:20 Alsancak Lozan Fuar kapısı önü, 22.30 Üçyol Pizza Pizza önü, 22:35 Susuz Dede Durak, 22:40 Üçkuyular Meydan Pamukkale Yazıhaneler önü, 23:00 Bornova E.Ü.H önünden misafirlerimizi aldıktan sonra yolculuğumuza başlıyoruz. Akhisar ve Susurluk`ta vereceğimiz molalarımızın sonrasında,Yolda alacağımız sabah kahvaltısının ardından Gerede, Karabük istikametini takip ederek ilk durağımız olan, Safranbolu’ya 6 km mesafede bulunan, 1870 yılına kadar ilçe statüsünde olup, Anadolu’da Yörük aşiretleri için oluşturulmuş 17 yerleşimden birisi olan ve 700 yıldan beri varlığını sürdürmeye devam eden Yörük köyü’ne ulaşıyoruz. Burada yapacağımız gezi ile hem Yörüklerin tarihini öğrenme hem de geleneklerine ve yaşam tarzlarına yakından tanıklık etme şansını bulacağız. Yörükköy gezimizi tamamladıktan sonra ( hava koşullarına göre )Tokatlı Kanyonu'na hareket ediyoruz. Kanyon üzerinde bulunan ve Türkiye’deki örnekleri arasında ilk olma özelliğini taşıyan “Cam Teras” üzerine çıkarak bu güzel kanyonun fotoğraflarını çekiyoruz ,ardından 18. Yüzyıldan günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiş Osmanlı evlerinin en güzel ve eşsiz örneklerini keşfetmek üzere daracık, tarih kokan sokaklarda yürüyüşümüze başlıyoruz. Kaymakamlar Konağı, Cinci Hanı, Cinci Hamamı, Köprülü Mehmet Paşa Cami ve caminin bahçesindeki güneş saatini görüp rehberimizden detaylı bilgileri aldıktan sonra Yemeniciler Arastasına gidiyor, korda pişmiş Türk kahvelerimizi içerek günün tatlı yorgunluğuna bir es veriyoruz son olarak tekrar Safranbolu şehir merkezine dönüp tarihi çarşıda lokum, sabun, yemeni, hediyelik eşya gibi alışverişlerimizi tamamlamak üzere serbest zaman alıyoruz  Ardından Modern Safranbolu`nun kalbinde yer alan ve tarihi konaklardan esinlenilerek dekore edilmiş olan otelimize yerleşiyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizde.

Konaklama Hoteli: Bağlar Saray Hotel

Otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltımızın ardından rotamızı Efteni Gölü’ne çeviriyoruz. Elmacık dağ silsilesinin eteğinde Düzce Ovası’nın akarsu ağının birleştiği ve Melen Çayı kanalıyla Karadeniz’e döküldüğü ekolojik bir ağın düğüm noktasındadır. Gölün sahip olduğu zengin bitki örtüsü, su kaynakları ve göçmen kuşların göç yolu üzerinde olması onu eşsiz bir konuma taşıyor. 1992 yılında koruma altına Efteni Gölü, doğal ve vahşi yaşamın kaynağı olmaya devam ediyor. Efteni Gölü’ndeki fotoğraf ve serbest zaman sonrası sahip olduğu mavi bayraklı sahilleriyle Akçakoca’ya geçiyoruz. Karadeniz kıyısındaki bu sahil kasabası, kum, güneş ve deniz suyu sevenler için önemini korumaya devam ediyor. Sahilleri, mekanları ve çağdaş mimarisiyle dikkat çeken ibadethanesi (mimarisiyle Karadeniz’deki diğer tapınaklarla farklılık arz eder) ile bu şirin kasabayı görmek için çok neden var. Bu beldeye ulaştığımızda rehberimizin anlatımları sonrası, serbest zamanımızda, etrafı fotoğraflayabilir. İbadethaneyi gezebilir, dileyen misafirler Karadeniz’in kıyısında kahvesini yudumlayabilirler. Akçakoca Orhan Gazi’nin lalası ve akıncısıdır. Türklerin Karadeniz’deki fetihlerinde simge bir isim olmuş, bugünkü Kocaeli ilimizin ismine ilham kaynağı olmuştur. Akçakoca yöresi ismini de, yörede unutulmaz mücadeleler veren bu akıncıdan almaktadır. Akçakoca merkezden sonra, yine aynı noktada Karadeniz kıyısında bulunan tarihi Ceneviz Kalesi’ne yol alıyoruz. Batum Körfezi’nden başlayıp, Herkül Sütunları diye de bilinen Cebeli Tarık Boğazı ve Osmanlı döneminde tekrar açılan Süveyş Kanalı’na kadar devam eden Denizsel Ticaret Ağı’nın bir geçiş güzergahı olan Akçakoca, ticaretin güvenliği için kritik bir konumdaydı. Bunu bilen ve önemli bir deniz kavmi olan Cenovalılar ticaretin güvenliğini sağlamak ve gözlemlemek için Ceneviz Kalesi’ni inşa ederler. Bizlerde bu tarihi mekanın izlerini ve etkilerini görmek, incelemek ve hissetmek için kaleyi geziyoruz. Kaleyi gezerken, bir zamanlar göl olan ve dalgaların milyonlarca yıl boyunca aşındırıp, meydana getirdiği falezleri incelemek ve fotoğraflamak da ayrı bir keyif verecektir turumuza. Antik dönemde Bitinya Bölgesi olarak adlandırılan bu yöremizdeki iki günlük turumuzun sonrasında, İzmir’e dönüş yolculuğumuzda Karadeniz bölgemizin coğrafi ve jeolojik yapısını yolcuğumuz esnasında görme ve inceleme şansımız olacaktır.  serbest zaman sonrasında otobüsümüze geçerek İzmir’e geri dönüş yolculuğumuz başlıyoruz. Gerekli molaların ardından İzmir’e ulaşıyoruz ve bir daha ki ESCAN TUR gezisinde buluşmak üzere vedalaşıyoruz.